Yemek Haber Sitesi

Haber Takip Merkezi – Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi – Ülkenin Nabzını Tutan Site

Sosyal demokratlar, işçi sınıfını kaybetti: İşçiler ve işsizlerin yeni partisi faşist AfD

Almanya’da sandık çıkış anketlerine göre işçi kesiminin yeni partisi faşist AfD oldu. Peki, işçiyi korur gibi görünüp varlıklı kesimi ihya edecek AfD, nasıl oldu da işçi sınıfından bu kadar oy aldı?

“`html

Almanya’da Seçimlere Katılım Rekoru Kırıldı

Almanya’nın birleşiminden bu yana, pazar günü yapılan genel seçimlerde katılım oranı tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. 2021 yılında yüzde 76,4 olan katılım, bu kez yüzde 82,5’e çıkarak dikkat çekti. Bu durum, iki Almanya’nın ayrılmasına neden olan Berlin Duvarı’nın hâlâ var olduğu 1985 yılındaki Federal Meclis seçimleriyle eşdeğer bir oran.

Seçimlerdeki bu yüksek katılım, Almanya’da son dönemde popülist partilerin etkisiyle oluşan korku atmosferinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Fasist parti Almanya için Alternatif (AfD) ve Sahra Wagenknecht’in kurduğu popülist sol Parti (BSW) gibi partilerin yanı sıra, Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hıristiyan Birlik (CDU/CSU) gibi daha geleneksel partiler de “Almanya’nın geleceği tehlikede” ifadeleriyle seçim propagandası yaptılar.

Anketlerde, seçmenlerin en çok endişe duyduğu konular arasında şu başlıklar öne çıkıyor:
1. Göç politikası
2. Ekonomik durgunluk
3. Ukrayna savaşının Almanya üzerindeki olumsuz etkileri.

Sandık çıkış anketlerinin sonuçlarına göre, seçmenlerin ‘Oyunuzun rengini hangi konu belirledi?’ sorusuna verilen yanıtlarda, iç güvenlik ve sosyal güvenlik yüzde 18 ile ilk sıralarda yer aldı. Bunu göç ve ekonomik büyüme yüzde 15 ile takip etti.

AfD Oylarda Önemli Artış Sağladı

Seçime katılımın yüksek olmasından en çok yararlanan parti AfD oldu. Bu göçmen karşıtı parti, geçmiş seçimlerde oy vermeyen birçok kişiyi kazanmayı başardı ve oy oranını yüzdesel olarak iki katına çıkardı. Sonuçlara göre, AfD’nin 2021’e kıyasla oy artışı 10,40 puandır, bu değişimle birlikte yüzde 20,80 oranıyla Federal Meclis’te ikinci parti konumuna yerleşti.

Seçimlere kısa bir süre kala oylarını artıran Sol Parti (Die Linke) da dikkat çekti. Ocak ayında oy oranları yüzde 4 civarındayken, yapılan son oylamada bu oran yüzde 8,77’ye yükseldi ve Parlamento’ya girmeyi başardı.

CDU/CSU, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana en kötü ikinci sonuçla karşılaştı. Önceki seçimle kıyaslandığında oy oranlarını 4,32 puan artırarak yüzde 28,52’lik bir alternatif sunarak meclis sıralarına yerleşti.

SPD ise, kuruluşundan bu yana en düşük oy oranını alarak yüzde 16,41 ile Federal Meclis’te üçüncü sırada yer aldı. Seçimlerdeki Başbakanlık adaylığıyla öne çıkan SPD, Almanya tarihinde ilk kez başbakanlığına rağmen üçüncü parti konumuna düştü.

İşçi Sınıfında Değişim Yaşandı

Seçimlerin bir diğer kaybedeni ise işçi sınıfı oldu. Kendini ‘işçilerin partisi’ olarak tanıtan SPD, bu unvanı AfD’ye kaptırdı. Sandık çıkış anketlerine göre çalışan işçilerin yüzde 38’i AfD’ye oy verirken, SPD sadece yüzde 12 seviyelerinde kaldı. Ayrıca işsizler arasında da benzer bir trend gözlemlendi; işsizlerin yüzde 34’ü AfD’ye yöneldi.

AfD’nin çalışan kesimdeki tüm oyları ise toplamda yüzde 22’ye ulaştı. Bu, önceki seçimle karşılaştırıldığında 11 puanlık bir artışı ifade ediyor.

Sosyal Demokratlar ve Yeşiller Oy Kaybetti

Hedef kitlelerinde yaşanan oy kayıpları, SPD ve Yeşiller gibi partilerin son seçimdeki durumunu net bir şekilde ortaya koyuyor. SPD’nin önceki seçimle kıyaslandığında çalışan işçiler arasında 14 puanlık, işsizler arasında ise 10 puanlık bir kayba uğradığı görülüyor. Yeşiller de benzer bir durumu yaşamış durumda.

AfD’nin Ekonomik Programı

AfD, işçi sınıfına yönelik vaatlerinin aksine, aslında zenginleri daha da destekleyen politikalar öneriyor. İşsizlik yardımlarının kısıtlanması ve vergi indirimleri gibi stratejilerle ekonomik eşitsizliği artırmayı hedefliyor. Bu durum, partinin aslında kimlerin yanında olduğunu gösteriyor.

Sosyal Medya Ajitasyonunun Rolü

AfD’nin etkili olmasının bir diğer nedeni de manipülatif iletişim stratejileri. Toplumun korkularını besleyen söylemlerle, işçi sınıfının desteğini kazanmayı başardılar. Irkçı söylemlerle ve anti-feminizm üzerinden geliştirdikleri ajitasyon, seçmenlerde derin izler bıraktı. Bu yöntemler, çoğu zaman mantığın önüne geçerek, duygusal tepkileri harekete geçirdi.

“`