Uzmanı uyardı: Kandaki yağ oranının kontrol edilmesi önemli

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Sönmez, “Günümüzde en az obezite ve diyabet kadar sağlığımızı tehdit eden bir başka sorun da dislipidemidir. Kan yağlarının (trigliserit ve kolesterol) anormal düzeylerde olmasıyla karakterize olan dislipidemi, kalp-damar sağlığını hayati şekilde etkiliyor ve çeşitli diğer hastalıkların da önünü açıyor. Dislipideminin erken teşhisiyle kişi sağlığını kontrol edebilir ve en uygun tedavilerle sağlıklı bir yaşam sürebilir. Dislipidemi erken tanınması mümkün, tedavisi kolay bir metabolik hastalıktır. Kandaki yağ oranınızı kontrol ettirmenizde fayda var ” dedi.

Prof. Dr. Alper Sönmez, açıklamasında, dislipideminin nedenleri arasında sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamın önemsenmesi gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Sönmez, dislipidemi nedenleri ile ilgili, şunları söyledi:

Lipidleri taşıyan moleküllerin (Lipoproteinlerin) karaciğer ve dokularca dolaşımdan yeterince temizlemeyişi dislipidemilerin en sık görülen genetik nedenlerindendir. Bu sorun kalıtımsal olarak anne veya babadan çocuğa geçer. Yüksek kolesterol düzeyleriyle seyreden bu tablo bazı ailelerde genç yaşta kardiyovasküler olay veya ölümlerin sık görülmesinin nedenidir.

Doymuş yağ ve trans yağ içeren besinlerin (hızlı atıştırmalıklar, paketlenmiş gıdalar vb.) fazlaca tüketilmesi ve bitkisel liflerin yetersiz alınması, kan yağlarını yükseltebilir. Yetersiz fiziksel aktivite lipid metabolizmasını olumsuz etkiler, dolaşımdaki lipidlerin yükselmesine ve işlevlerinin bozulmasına neden olur.

Bunların yanı sıra obezite, Tip-2 diyabet, hipotiroidi, böbrek hastalıkları, karaciğer ve safra yollarının hastalıkları ve sık kullanılan bazı ilaçlar da dislipidemiye neden olabiliyor. Çocukluk çağında genellikle normal olan kan yağları yaş ilerledikçe yükselme eğilimindedir. Dolaşımdaki lipoproteinleri temizleyen karaciğerdeki alıcıların yaşla birlikte işlevlerinin azalmasının bunda rolü vardır ” 

Damar hastalıklarını artırıyor 

Dislipideminin damar hastalıklarına yol açtığını vurgulayan Prof. Dr. Sönmez, “Dislipidemi damar sertliğine (ateroskleroz) yol açar ve kalbi besleyen büyük damarların, beyin damarlarının veya bacak damarlarının normalden daha genç yaşlarda tıkanmasına neden olur. Toplumsal veriler dislipidemilerin damar sertliği ve buna bağlı hastalıkları yüzde 30-35 oranında arttırdığını göstermektedir. Eğer kişilerde damar sertliğine neden olan başka risk faktörleri de (sigara içimi, obezite, diyabet, hipertansiyon vb.) varsa tablo daha hızlı ilerlemekte ve kalp krizi veya inme gibi olumsuz sonuçlar daha fazla görülmektedir. Dislipidemi, beyin damarlarında tıkanıklık yaparak inmeye neden olabilir. Ama dislipidemilerin beyinde başka olumsuz etkileri de görülür. Bunlar içinde hafıza, dikkat ve konsantrasyon bozuklukları, vasküler demans ve Alzheimer riskinde artma sayılabilir ” dedi.

Sağlıklı besleme ve yeterli fiziksel aktivitenin yaygınlaştırılmasının dislipideminin önlenmesi için toplumsal olarak önemli bir adım olduğunun altını çizen Sönmez, şunları söyledi:

Dislipidemi erken tanınması mümkün, tedavisi kolay bir metabolik hastalıktır. Türkiye, dünyada genetik geçişli lipid yüksekliklerinin en sık görüldüğü ülkelerden birisidir. Ülkemizde yaklaşık 20 erişkinden birinde kolesterol düzeyleri tedaviyi hak edecek kadar yüksektir. Yaklaşık 160 erişkinden biri ‘Ailesel Hiperkolesterolemi’ adını verdiğimiz genetik geçişli dislipidemi kriterlerini karşılamaktadır. Dislipideminiz olup olmadığını anlamak için lipid profilinizi en az bir defa ölçtürün ve tespit edilen sonuçları doktorunuzla birlikte değerlendirin. Hastalıkları tedavi etmenin en kolay yolu onları önlemektir. Dislipidemileri tespit edip zamanında müdahale ederek, kardiyovasküler hastalıkların gelişmesini önlemek mümkündür.” (DHA)

TIKLAYIN – Murat Sabuncu | Edirne’deki duvarından Türkiye kamuoyuna, Demirtaş’a suskunluğun şahidi takvimler…

TIKLAYIN – İniş sırasında ters dönen yolcu uçağı görüntülendi!

TIKLAYIN – Mehmet Y. Yılmaz | Ülkeyi kim “germek” istiyor?

TIKLAYIN -Spor yazarları, Galatasaray’ın Rizespor galibiyetini yorumladı: “Futbolda dün yok, Buruk inatlarından vazgeçmeli”

Related Posts

Sadece 30 gün şekersiz yaşayın… Vücudunuzda neler değiştiğine inanamayacaksınız

Günlük hayatın görünmez bağımlılığı olan şeker, yalnızca damak tadımızı değil, bedenimizin işleyişini de etkiliyor. Sadece 30 gün boyunca ilave şekeri kesmek zihinsel berraklıktan karaciğer sağlığına, cilt gençliğinden bağışıklık sistemine kadar vücutta adeta sessiz bir devrim başlatıyor.

Güneş kremi kullanımı yaz kış sürekli olmalı: Uzmanından kritik uyarılar

Yaz aylarında güneşin zararlı etkilerinden korunmak için güneş kremi kullanımı hayati önem taşıyor. Uzmanlar, güneş koruyucunun doğru seçilmesi, yıl boyu düzenli ve yeterli miktarda uygulanması gerektiğini vurguluyor.

Menenjit vakaları artıyor: Bu belirtiler varsa dikkat!

Türkiye’de ve dünyada artan menenjit vakaları endişe yaratırken, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Mehmet Öztürk, önemli uyarılarda bulundu. Hatalığın grip gibi başlayıp, çok ciddi sorunlara yol açabildiğine dikkati çeken Uzm. Dr. Öztürk, “El hijyeni, kalabalık ortamlarda dikkatli davranmak ve hasta kişilerden uzak durmak önemli, ancak en güçlü korunma yöntemi aşıdır. Biz hekimler olarak bu aşıyı kuvvetle öneriyoruz” dedi.

Milimetrik boyuttaki tümörler artık net şekilde görülecek

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde onkolojik, nörolojik ve kardiyolojik alanlarda tanı ve evreleme süreçlerini daha güvenilir hale getirecek “PET/BT” cihazı hizmete alındı.

Statinlerin arkasındaki gerçekler

Statinler, en çok reçete edilen ilaçlar ama gerçekten herkesin ihtiyacı var mı? Yeni araştırmalar, gereksiz statin kullanımının hem yan etki hem de ekonomik yük anlamına geldiğini gösteriyor. Kolesterolü düşürmek için tek yol ilaç değil. Bazı hastalar için yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme ve doğal destekler çok daha etkili olabilir. Peki kimler ilaca başlamalı, kimler dikkatli olmalıdır?

demans

Her demans geri döndürülemez değildir. B12 eksikliği, tiroit hastalıkları, depresyon… Bazı nedenler düzeltildiğinde zihin yeniden açılabilir. Zona aşısı yaptıranlarda demans riski % 20’ye kadar azalıyor. En iyi koruma mı? Egzersiz, sosyallik, kitap, sebze, denge.